bugün

entry'ler (1712)

the boys

keşke biraz daha geç izleseydim de 4, 5 hatta 6 sezonu arka arkaya izleyebilseydim dedirten dizi. Gerçekte kahramanlar olsa nasıl olurdu sorusunun cevabıdır, eminim etik kurallar, toplum baskısı olmasa daha da iyi bir şeyler koyulurdu ortaya çünkü daha önce bu kadar kapsamlı ve bütçesi olan süper kötüleri konu alan bir yapıma denk gelinmemiştir. kahraman konulu mikileri sevmeyenlerin de hoşuna gitmesi muhtemeldir.

invincible

the boys'dan sonra oluşan boşluğu doldurmak için yapılan arayış neticesinde bulunan ve sadece 1 sezon olduğunu görünce üzen çizgi yapım. Kan, vahşet gırla, olması gerektiği gibi.

Marvel ve DC'deki kahraman pornolarındansa bu tip yapımlar her zaman yeğdir.

kpss 2020

Dayıların yarışacağı bir maratona dönüşmemesi dileğiyle birlikte sırf 5-10 puan fazla aldığı için görevini layığıyla yapmayacak virüslerin de başarısız olması isteğini saygılarla iletmek gerekir.

üniversite öğrencilerinin yök istifa çağrısı

Saçmalıktan başka bir şey değildir, bir üniversite öğrencisi olarak alınan kararı destekliyorum, işin ekonomik boyutu ayrı fakat zorunlu bir biçimde 81 ilden insanları taşraya ya da büyükşehirlere dağıtmak intihar görevinden başka bir şey olmayacaktır.

Karşı olanların tüm derdi aile evinden uzakta içip, gezmek. Mantıklı bir argüman kimse sunamaz çünkü öyle bir şey yok.

Boş eve kira vereceklermiş, sözleşmen yoksa çık evden he sözleşmen varsa da üniversitede aile evinde olduğundan 5 kat fazla para harcıyorsun mecburi ya da keyfi, demek ki bu da bahane... (Ben sözleşmem bulunmadığı için evden çıkıyorum.)

Adam açık öğretim istese açık öğretim yazardı demek de efsane bir kafa, üniversiteler ilim irfan yuvası sanıyor galiba.

verdun muharebesi

Fransa'da bir bölgedir, bu bölge kana doymamış olacak ki 1792 muharebesinin ardından birinci dünya savaşı yıllarında yine bu bölgede fransız ve alman kuvvetler arasında bölgenin adını alacak bir cephe savaşı yaşanmıştır.

öyle vahşet dolu bir cepheymiş ki adına oyunlar, fimler yapılmıştır.

howls moving castle

müziği ile farklı evrenlere yolculuk yapmanızı sağlayacak, inişli çıkışlı rengarenk bir miyazaki animesidir.

küçüktüm ilk izlediğimde, eskiden televizyonlarda neler varmış neler diye de düşündürtmüyor değil bir yandan, akranlarım için hoş bir nostalji olacaktır. Henüz tanımamış olanların da ilk boşlukta sırtlarını yaslayıp japon amcamızın yapıtlarından biri olan bu güzide anime ile tanışmasını öneririm.

osmanlıda papağan

belirli bir kısım evinde papağan beslermiş ve denir ki papağanlar sabah evden çıkılırken "iyi ol", "iyilik yap" gibi kendisine öğretilen telkinleri sahibine söylermiş, akşam da "şefkatli ol" gibi telkinlerde bulunurmuş.

iskender pala nef'inin "Tûti-i Mûcize Gûyem" beytinden bahsederken bu minik ve hoş hikayeyi bizlere anlatmaktadır.

https://www.youtube.com/watch?v=sAHGTeedldo

şirin payzın ın siyasi görüşü

birçok akım, düşünce, ideoloji ne derseniz yazılabilir fakat en çok yakışanı "emperyalizm" olacaktır.

bireysel silahlanma

türkiye'de külfetlidir, av tüfeği ve türevi ateşli silahlar dışındaki yivli tüfekler ve tabancalar yasal yollarla neredeyse ulaşılmazdır, ulaşılması halinde de vergileri bel büker, yine de öyle ya da böyle yaygındır.

elbette devletimizde yerli ürün dahi yurt dışı piyasasının kat kat üzerinde bir fiyatla satış yapılmaktadır, bu iyidir de kötüdür de nerede durduğunuza ve nasıl baktığınıza göre farklılık gösterebilir. bu işin ekonomik yönüydü, toplumsal anlamda irdelediğimizde neredeyse her yol kaosa ve kanunsuzluğa çıkmaktadır, basit ve komik bir örnek trafikte yaşadığın bir tartışmada "mesele kapansın" , "karşı taraf korksun" diye silahına davrandın, aa o da ne bu zat da seni görünce silahına davrandı, herhangi bir tarantino filmini aratmayacak bir sahneye çok az kaldı, zaten fitili yağlı bir milletiz, onur/gurur gibi meselelere gereğinden fazla bağlı kalarak saçma bir alınganlık gösterebiliyoruz hatta çoğu zaman düşünmek gibi bir gayemiz de olmuyor, yetmezmiş gibi üstüne bu bireysel silahlanma tuzu biberi oluyor, en mülayim olana bile bir güç hissi yaşatıyor.

vodafone internet

bunların evde internet diye bir olayı var, aman diyeyim uzak durun. ne paranız boşa gitsin ne de sinirleriniz yıpransın.

the man in the high castle

juliana karakterinin şahsımı kanser yapmasına ramak kalmış dizi, kitapta da böyleyse vay ki ne vay.
inanın 5'er 5'er atlayarak geçiyorum bu kadının ve direnişin tırt sahnelerini, yahu şu kadın yaşasın diye kimler nasıl öldü bir liste yapsanız komedi filmi çıkar ortaya.

john smith abimin hatrına izliyorum, nazi kısmı çok hoş japon kısmı ise sadece hoş.

direniş tam anlamıyla tırt, juliana ise lanetullahi aleyhim.

edit: diziyi bitirdim, tam anlamıyla hayal kırıklığı ve sinir krizleriyle doluydu, finalden bir bölüm öncesi o kadar harikaydı ki boşuna umutlanmışım güzel bir hatırası kalacak diye, izlemeyin sevgili okurlar bu kadar berbat bir final ancak özenle hazırlanır, 40 saate yakın bir vakit harcayacaksınız ve bunun sadece 2 saati ancak keyif verecek size, değmez.

10 07 2020 danıştay ın ayasofya kararı

siyasi bir hamledir, olumlu ya da olumsuz sonuçları olacaktır ancak uluslararası politika bağlamında herhangi bir olumlu sonuç göremiyorum... bırakın uluslararası politikayı, yurt içinde de olumlu bir sonuç göremiyorum, yani bu olayın biz vatandaşlara yansıyan olumlu bir sonucu olacak mıdır? Hiç sanmıyorum, oy kaygısı yapılmış ve karar vericilerin de sonuçları konusunda çok fikri olmadığına inandığım durumdur.

danıştayın sunduğu gerekçeler ise karadeniz fıkrası gibidir okuyunuz efendim.

silivrinin tam mevsimi aslında hür bir biçimde yazıyorum; bu dünya sizden öncekilere kalmadı, size de kalmaz.

sözlük yazarlarının whatsapp durumları

özlü sözlerin de yer alabileceği bu durumlara sevilen filmlerden replikler de konulabilmektedir.

"orhan'ın bir karısı, iki çocuğu ve bir de yeni aldığı arabası vardı."

amerikalı biri ile evlenmek

evliliğin maksadı kişiden kişiye farklılık gösterebilecektir zira günümüzde para karşılığı abd vatandaşlığı kazanmak için formaliteden evlilik yapan pek çok insan bulunmaktadır.

elbette bu iş o kadar kolay değil, devlet konuyla ilgili bir birim kurmuş ve evliliğiniz gerçek mi yoksa formaliteden mi olduğuna dair eşiniz kişisiyle eş zamanla mülakata tabii tutuyor sizi, aman diyeyim eskort/jigolo damgası bile yiyebilirsiniz ve pıtı pıtı sınır dışı ederler sizi.

bu mülakatta iki tarafın da ailesinden tutun, tanışma hikayesine kadar olay örgüsünün tutarlılığına ve kalp ritminizi kontrol eden bir cihazla yalan konuşup konuşmadığınızı anlamaya çalışıyorlar.

ancak şöyle söyleyebilirim ki bir çok amerikan andavalın önde gidenidir, kadınları ayrı erkekleri ayrı andaval olmaktadır, cocomuyo şanslıdır bilgisi ve karakteriyle diğer abd gençlerinden ayrılan bir kesimle tanışma fırsatına sahip olmuştur.

orası karışık memleket 50 eyalet dile kolay, kendi içlerinde çok farklılar kültürel anlamda hele siz doğu ile batı sentezi bir kültürle oraya gidince ya da o kişi buraya gelince bir şok yaşanacağına adım gibi eminim.

konunun özü iyi insan her yerde iyidir, sevmek yeterlidir.

öğrenci öğretmen diyalogları

(bkz: twitter kurguları)

35 yaşında hala gençmiş gibi takılan tipler

35 yaşındaki imkanlara gençliğinde sahip olamamış ve içinde biriken uktenin dışa vurumuyla hareket eden tiptir.

şehzade mustafa

(bkz: muhteşem yüzyıl) dizisindeki dramatik idam sahnesiyle sultan süleyman hana söven insanlar görmemize sebep olmuş, kanuni sultan süleyman'ın en büyük şehzadesidir.

saçıyla oynayan kadın

içinde bulunulan duruma göre birçok anlamı bulunan beden hareketi, size başı sağa eğik bir şekilde bakarken (sol olmaz hiç) bu hareketi yapıyorsa bu flört anlamındadır.

Bu hareketi yaparken aynı zamanda eli ya da ayağıyla tempo tutuyorsa gergindir ve rahatlamaya çalışıyordur.

Bir yere odaklanmış şekilde bu hareketi yapıyorsa konsantre olmaya çalışıyordur (genellikle sorunları çözümleme ve anlama esnasında)

kendi kendine konuşmak

Klasiktir yalnız hisseden kişinin kendisiyle konuşması gayet olağan bir rahatlama yöntemiymiş, ancak soru soran ve cevabını yine kendisi veren kişinin psikolojik rahatsızlıkları olmaktaymış.

Yani öyle diyolla

dış görünüşün her şey olduğu gerçeği

dış görünüşün belirli bir ekonomik gücün ardından hiçbir etkisi ve önemi olmamaktadır, yine de aynı statüdeki insanlar için geçerli olabilecek bir önermedir.

aksi halde zengin metresi diye bir kavram olmazdı bu dünyada.

edü: para olduktan sonra cinsiyet fark etmiyor sevgili yazarlar, divamız bülent hanımın da hızlı olması en basit örnektir.